“Özgür” diyorlar kuşlara. Neyimiz özgür? Bir dünyanın içinde dönüp duruyoruz. Siz insanlar uzaya çıktınız, suyun en dibine daldınız. Siz bizden daha özgürsünüz. Özgürlük sadece aklına esince gitmekse evet biz özgürüz ama özgürlük bu değil. Bir gölün kuşuyum ben.

Her gün gezerdin elin cebinde.

Ne selam verirsin ne de neşe.

Oysaki ne güzeldir eğlenmek,

Okul bitti girdik tatile

 Tatildeyiz tatilde.

 Eğlendik, gezdik, oyunlar oynadık

 Ama bitti işte.

Bir şair düşünün ki,

Olay hikăyesinin ilki.

Vardır Türk Edebiyatında,

Kendine ait bir çok fayda.

----------------------------------

Benim güzel Rizem;
Nasıl bu kadar güzelsin sen?
Yeşilliğin bitmez, tüm memlekete huzur veren çayların hiç bitmez!
O yeşillikte bir duygu var, söylenemez.

Teknoloji. Bu sözcüğü duyunca aklınıza ne geliyor? İyi bir şeymiş gibi, değil mi? Aslında bence ilk bakışta öyle değil çünkü çok öldürücü bir şey ancak sizi değil içinizdeki o "çocuk ruhunu" öldürüyor ve siz bunun farkına bile varmıyorsunuz. Genç yaşlı demeden herkes teknolojiyle mutlu olduğunu sanıyor ancak öyle değil.

Bir gün bir köy camisinin bahçesine iftar yapmak üzere tüm köy halkı gelmiş. Güzel yemeklerin aroması ve dua sesleri havayı doldurmuş. Herkes sofra hazırlıyor ve yemeklerini birbirleriyle paylaşıyormuş. Neyse biz hikâyeye dönelim. O gün Ali ve ailesi de camiye gelmiş. Ama bir türlü yer bulamıyorlarmış. Tam geri dönerken yaşlı bir adamla karşılaşmışlar.

Çanakkale’de nice kanlar döküldü,
Bitmeyecek gibi.
Nice yiğitler toprağa girdi,
Bu vatan için.

Binlerce asker düşmana karşı savaştı,
Alnının akıyla.
Düşünmediler bir an kaybetmeyi.
Koştular “Allah Allah” nidalarıyla.

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde günlerden bir gün bir kasabada küçük bir kız doğmuş. Kız gözlerini açtığında kızın her tarafında çiçekler ve sular varmış ama tam ortada da dev bir ağaç varmış. Bu kız sihirli bir kız olarak dünyaya gelmiş. Kızın suda nefes alabilme, çiçeklerle ve bitkilerle konuşabilme özelliği varmış ama kimse bunun farkında değilmiş.

Bir varmış bir yokmuş. Bir çocuk varmış. Bu çocuk evde sürekli oyun oynarmış. Hava güzel olsa bile dışarıya çıkmazmış.  Bir gün annesi eve bir kutu ile gelmiş. Çocuk umursamayıp oyuna devam etmiş. Annesi: “Hediyeni neden açmıyorsun?” demiş. Çocuk o zaman oyunu bırakıp kutuyu açmış. Kutunun içinden bir kedi çıkmış.

Back to top