Sabah uyandım. Babamın bir elinde kutu diğer elinde ise kemer vardı. Yine soğuk ve acı bir gün başlıyordu. Babam elime kutuyu verip gidiyordu ki kutu elimden düştü. Babam kaşlarını çatarak topla onları hemen, dedi. Beni kemerle dövüp dışarıya attı. Dışarısı soğuktu ama iyi ki de kalın hırka ve botum vardı. Söylemeye başladım:

Merhaba benim adım Talha. Birkaç gündür kar bekleniyordu çünkü havalar çok soğuktu. Herkes çok heyecanlıydı fakat ben heyecanlı değildim. Neden mi? Çünkü benim kışlık kıyafetlerim yok. Bir gün kalktığımda her yer bembeyazdı.

Merhaba, ben Aslı 12 yaşındayım. Küçük kardeşim Aylin, annem ve babamla bir köyde yaşıyoruz. Ocak ayındayız köyümüzde ocak ayı çok soğuk geçer. Bir gün kardeşim Aylin’le okula gitmek için kalkmıştık. Yazın olduğu gibi kuşların cıvıltısı gelmiyordu.

1992, Aralık
Ah, ne kadar güzel bir manzara! Benim ben, beyaz güvercin. Çocuklar karda oynuyor. Şu yaramaz gene kışlık kıyafetlerini içeride unutmuş. Şuradaki yeşil montlu ufaklık bile senden daha az unutkan! Ooo, yaşlı amca evine gidiyor, birazdan yem atar.

Selamün aleyküm ben Eren. Ailemle ben bugün ormana gideceğiz. Bunun için çok heyecanlıydım. Babam bütün çantaları hazırladı ve yola çıktık. Yol boyunca ailece sohbet edip şakalaştık.3 saat sonra istediğimiz yere ulaştık. Babam mangalı yakmayı başladığında ben de etrafı gezdim. Bir baktım çalılar kıpırdıyor.

Öncelikle Allah'ın selameti üzerimize olsun. Sizi o kadar çok seviyorum ki bunu kelimelere dökmek çok zor. Sevgili Peygamberim size layık bir Müslüman olmak için elimden gelen her şeyin en iyisini yapmaya gayret ediyorum. Biz Müslümanlara gönderilmiş bir peygamber olduğunuz için çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum.

Merhaba, ben Filistin’deki çok eski ve mavi bir terliğim. Benim sahibim olan aile maddi durumu iyi olmayan ama çok yardımsever bir ailedir. Ben evin babasının tek ayakkabısıyım. Bu aile dört çocuklu. Çocuklarına da yardımseverliği aşılıyorlar. Size bu sabah başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum.

Günlerden bir gün bir ağacın kovuğunda Pofidik adlı iri sincap yaşıyormuş. Bu sincap çok dağınıkmış yatağını hiçbir zaman toplamıyor, evini hiç temizlemiyor, eşyalarını da hiç yerine koymuyormuş. Kendine kışa hazırlık için yemek bile ayırmıyormuş, hepsini yiyormuş. Ocak ayının 28’inde havalar o kadar soğuk olmuş ki artık dışarı kendine yiyecek toplamaya bile çıkamamış.

Bir zamanlar bir aslan varmış. Bu aslanın adı “Sivri” imiş. Sivri öyle nazikmiş ki karıncayı bile incitmezmiş. Herkes ondan korkarmış aslan olduğu için. Bir gün yüksek bir kayaya çıkıp bağıra bağıra:
-Neden herkes benden korkuyor? demiş.

O gün arkadaşlarımla parkta buluşacaktık. Annemden izin aldığımda Mert de yanında gelirse gidebilirsin, dedi. Ben oflayarak da olsa kabul ettim. Parka kardeşimi de alıp arkadaşlarımın yanına gittim. Kızlarla o kadar eğleniyordum ki anlatamam. Sonra Mert’e: ’’ Sen de oynayacak mısın?’’diye soracaktım ki Mert yoktu. Mert’in yanımdan ayrıldığını fark etmemişim.

Back to top