Ülke olarak içinde bulunduğumuz bu zor durumda yaşanılan olaylara uzaktan üzülerek şahitlik ederken bir yandan da dualarımızla ve elimizdeki imkânlarla orada yaşayan insanlara destek olmaya çalışıyoruz. Bizler yetişkinler olarak bazen acı tecrübelerimizle, bazen dayanıklılığımızla, bazen bizim de ihtiyaç duyduğumuz desteği araştırırken çocuklarımızın yanında ebeveynleri olarak her koşulda yer almaya devam ediyoruz.

Çocuklarımız ise daha önce deneyimlemedikleri bir durum hakkında televizyondan, haber kanallarından ve yanlarında yapılan yetişkin sohbetlerinden kimi zaman gereksiz bir bilgi kirliliğine ve bunun getirdiği endişeye maruz kalıyorlar. Bu durumlar çocuklar için anlamlandırması çok güç olabilir, travmaları ve korkuları tetikleyici olabilir.

Bu yazımızda Nadide Okulları Rehberlik Servisi olarak,  siz ebeveynlere yaşadığımız bu zor durum hakkında çocuklarımızla kurduğumuz iletişimde nelere dikkat etmemiz gerektiğinden bahsetmek ve ev ortamında bu ve benzeri zorlayıcı durumlarla başa çıkmayı kolaylaştıracak önerilerde bulunmak istedik.

Unutmamalıyız ki çocuklar, 11 yaşına kadar “soyut düşünme” becerisini yerine getirmekte zorlanabilirler. Bizler soyut kavramları zihnimizde tasvir edip anlamlandırabilirken çocuklar için bunu yapmak genelde 11 yaşına kadar zordur. Ortaokul yılları itibariyle soyut düşünmeye, çıkarım yapmaya ve soyut olaylar hakkında neden-sonuç ilişkisi kurmaya zihinsel olarak elverişli hale gelirler. 

Peki neler yapmalı, nelere dikkat etmeliyiz?

Medyayı Sağlıklı Kullanın.

Medya ya da sosyal medya üzerinden deprem sonrası ne olup bittiğini öğrenmek istemeniz oldukça doğaldır. Ancak deprem ile ilgili haberleri aşırı şekilde takip etmekten, sürekli tekrarlayan deprem görüntülerini izlemekten kaçının ve çocuklarınızı da bu konuda sınırlandırın. Depreme ait görüntü, resim, haber ve tartışmalara gereğinden fazla odaklanmak, duygusal tepkilerinizin artmasına neden olabilir.

Çocuklarınıza Nasıl Yardımcı Olabilirsiniz?

Çocuklarınız için yapabileceğiniz en iyi ve anlamlı şeylerden biri onları dinlemektir.

Çocuklar doğal afetler hakkında bilgi sahibi olmadıkları için çok soru sorabilirler. Sorularına güvendikleri yetişkinler tarafından cevap arayarak ne yaşandığını anlamlandırmaya çalışırlar. Bu sebeple, ebeveynler olarak çocukların içinde bulunduğumuz bu zor dönemde sorularına uygun cevaplar vermek oldukça önemlidir.

Çocuklar için kısa, açıklayıcı ve güvende olduğunu hissettiren cevaplar yeterli olacaktır. Uzun cümlelerle açıklama yapmak daha fazla kafa karışıklığına sebep olacaktır. Gerekirse yaşına bağlı somut materyaller kullanarak( örneğin legolarla yıkımı modellemek) depremin ne olduğu, nasıl gerçekleştiği anlatılabilir. 

Çocuklar anne babasını gözlemler, bazen onları üzmemek için duygu ve düşüncelerini paylaşmaktan kaçınır. Bunun için çocuklar karşısında güçlü duran, sakin ve yumuşak bir ses tonuyla konuşan yetişkinlere ihtiyaç duyar. Bunu sağlamak bazen ebeveynler için özellikle daha önce depremi tecrübe etmiş kişiler için çok zorlayıcı olabilir. Travmalar yıllar geçse de tetiklenebilir. Böyle bir durum yaşadığınızı düşünüyorsanız psikolojik sağlamlığınız ve iyiliğiniz için uzman yardımı almayı düşünebilirsiniz.

Olumsuz fikirlerinizi onların yanında ve sizi duyabilecekleri herhangi bir ortamda paylaşmayın. Çocukların size sordukları soruları geçiştirmeyin; “bilmiyorum, sorma, böyle şeyler söyleme” gibi cevaplardan uzak durun. Sordukları sorulara kısa cümlelerle cevap verin. Depremin ne olduğunu anlatırken çocuk güvende olduğunu hissetmeye ihtiyaç duyar. “Biz burada birlikteyiz ve bulunduğumuz yerde güvendeyiz.” gibi anlatımları kendi cümlelerinize çevirerek açıklamalarla onları rahatlatmaya çalışın.

Hepimizin fazlasıyla üzgün olduğu bu dönemde çocuklarımıza üzgün değilmiş gibi davranmak doğru olmayacaktır. Aile içerisinde duygularımızı saklamamalıyız ama kaygılı davranmaktan kaçınmalıyız.

Hayatın içinde üzgün, korkulu hissetmek de vardır. Çocuklarımız da üzülebilir, korkabilir. Onlara bunun normal olduğunu hatırlatın. Üzüntüsünü, korkularını dile getirmesi için yardım edin. Bunun yolu da kendi duygularımızı paylaşmaktan geçer. “Evet, bu durumda ben de üzülüyorum. Evet, bu olanlar oradaki insanlar için korkmamıza yol açtı.” gibi anlatımları kendi cümlelerinize çevirerek duygu paylaşımlarında bulunabilirsiniz

Son olarak, tüm ülkemizi etkileyen bu durumda üzüntümüzü paylaşmak, oradaki insanları anlamak ve insani duygularımızla çabalamak, çocuğun ailesinden görerek öğrendiği bir olgudur. Ülkemizde çok zor günler yaşanıyor, buna rağmen yaşanmıyormuş gibi davranmak çocuklarımıza haksızlık olur.

Onlara güvende olduklarını hissettirip orada desteğe ihtiyaç duyan kişiler için neler yapabileceğinizi birlikte planlayabilirsiniz. İhtiyaç duyana yardım etmek hem inancımızın emri hem de evrensel bir değerdir. Kumbarasındaki harçlığı paylaşmak, eşyalarını paylaşmak gibi bu dönemde imkânlarınız çerçevesinde yapabileceklerinizi çocuklarınızla planlayabilirsiniz.  Her konuşmanızda güvende olduğunuzu, onu koruyacağınızı söyleyin ve bol bol sarılmayı ihmal etmeyin.


                                                                                                                                                                                                                               Özel Nadide Eğitim Kurumları
                                                                                                                                                                                                                                       Rehberlik Zümresi

Back to top