Cuma günü okul çıkışı kamp yerine yerleşen öğrencilerimiz şöminenin davetine icabet ederek şöminenin sıcak nimetiyle safları sıklaştırdılar.
Kampta teknolojik aletler yasaktı. Bu yasağı delme çabaları başarısızlıkla sonuçlanınca öğrencilerimiz özledikleri, ihtiyaçları olan muhabbet, sohbet ortamını çabucak oluşturdular. Muhabbet uykuyu unutturmuştu. Az bir uykuyla Gölcük Hacı Fatma Kahraman Camii’ndeki seher vakti sohbeti için dimdik ayakta olan öğrencilerimiz, manevi atmosferde sabah namazını eda ettikten sonra,
Gölcük Müftüsü Mehmet Yazıcı’nın sohbetini dinlediler. Ruhun ziyafetinin sonuna doğru camideki meşhur İzmit simidinin kokusu az sonraki beden ziyafetinin habercisiydi. Ruhun ziyafetinden sonra bedenin ziyafetine sıra gelmişti. Az sonra sofralar kurulmuş çay, kaşar simit… Özlememek ne mümkün... Camiden ayrılmış, güneşin sıcağını hissetmişken orman yürüyüşünde bulmuştu öğrencilerimiz kendilerini. Saatler geçmesine rağmen daha erkendi ve günün bereketinin erken kalkmakta olduğunu öğrenmişlerdi öğrencilerimiz. Öğleden sonra Mahmut Hoca’nın katılımıyla kampımız daha da renklenmişti. Vakit namazlarını cemaatle kılan öğrencilerimiz müezzinlik çalışmalarını uygulamalı olarak camide yaptılar. Öğrencilerimizin ayet ezber yarışmasındaki performansları görülmeye değerdi. Recep Hoca’mızın “dua” konulu sohbetiyle öğrencilerimiz nasıl dua edilmesi gerektiğini detaylı bir şekilde öğrendiler. Değer eğitimi kamplarının vazgeçilmesi patates kumpir şömineden hiç eksik olmadı. Öğrencilerimiz kumpir pişirme konusunda hayli uzmanlaşmışlardı. Hem bedenlerini hem de ruhlarını besleyen öğrencilerimiz, hem dünyevi olarak eğlendiler hem de manevi olarak bilinçlendiler. Öğrencilerimiz kamp bitmeden bir sonraki kampın tarihini sormaya başladılar. Başta okulumuz yemekhanesi personeli olmak üzere kampın gerçekleşmesine katkıda bulunan herkese çok teşekkür ediyoruz.