Türkçe zümresinin düzenlediği, dilin derinliklerinde bir yolculuğa çıkartacak "SahneDeyim" adlı yarışma, okulumuzda adeta bir kelime şölenine dönüştü. Öğrencilerimiz; sahnede deyimlerin ardında gizlenen anlamları sadece kelimelerle değil, beden dili ve ifadelerle de hayat buldurdu. Her bir deyim; bir çiçek gibi açtı, her bir anlam da bir renk gibi salındı havaya.
Bu etkinlik, kelimelerin gücünü, kelimelerin bir milletin kültürüne nasıl dokunduğunu ve topluma değer katacak nesillerin nasıl yetişeceğini bir kez daha gösterdi.
Sahnenin ışıkları altında, 5. sınıf öğrencileri deyimlerin dünyasına adeta birer rehber olarak deyimleri sahnede canlandırdılar. Her bir hareket, her bir jest, bir anlamın, bir hikayenin anahtarını taşıyordu. Onlar sadece bir deyimi canlandırmıyor; bir dilin, bir kültürün ne kadar zengin, ne kadar derin olduğunu gösteriyorlardı. Bedenlerini de kelimeler gibi ustaca kullanarak Türkçenin inceliklerini ortaya koydular.
6. sınıf öğrencileri ise adeta birer dedektif gibi her canlandırmanın ardındaki anlamları çözmeye çalıştılar. Bu yalnızca bir bilgi yarışması değildi; bir anlam arayışı, bir düşünme biçimiydi.
Yarışma boyunca her deyim; bir gölge gibi, bir ışık gibi izlerini bırakırken öğrenciler her bir kelimenin altındaki anlamları birer incelikle, birer ustalıkla ortaya çıkardılar. Her canlandırmada birer felsefi düşüncenin izi sürülürken dilin en saf haliyle buluştuğu anlara şahit olduk.
Ve nihayetinde 6/C sınıfı yarışmanın galibi oldu. Ancak bu galibiyet, sadece bilgiye dayalı bir zafer değildi; bu zafer, aynı zamanda dilin, kültürün ve anlayışın önemini kavramanın, topluma değer katacak nesillerin yetiştirilmesinin bir simgesiydi. Bu yarışma, yalnızca bir eğitim etkinliği değil, öğrencilerin zihninde ve kalbinde birer iz bırakacak bir yolculuktu.
SahneDeyim, kelimelerin sadece seslerden ibaret olmadığını, her birinin bir anlam, bir ruh taşıdığını bir kez daha hatırlattı. Öğrenciler bu etkinlikte sadece deyimlerin anlamlarını öğrenmekle kalmadılar, aynı zamanda dilin büyüsüne kapıldılar, düşünmenin ve hissetmenin yeni yollarını keşfettiler. Ve en önemlisi: Türkçeye ve ona değer katan her bir kelimeye sahip çıkarak topluma değer katacak nesillerin izini sürdüler.