Sabah uyandım. Babamın bir elinde kutu diğer elinde ise kemer vardı. Yine soğuk ve acı bir gün başlıyordu. Babam elime kutuyu verip gidiyordu ki kutu elimden düştü. Babam kaşlarını çatarak topla onları hemen, dedi. Beni kemerle dövüp dışarıya attı. Dışarısı soğuktu ama iyi ki de kalın hırka ve botum vardı. Söylemeye başladım:
-"Abi Allah rızası için abi bir peçete" diye dilendim. Yanımdan geçenler beni önemsemiyordu ama ben hep devam ediyordum. Bir teyze geldi ve:
-Yavrum okula gitsene burada ne işin var? dedi.
Ben de:
-Teyze imkanım olsa gitmez miydim, dedim. Teyze bir peçete alıp uzaklaştı. Ben hep söylemeye devam ediyordum aynı şeyi. Ta ki karşıdaki parkı görene kadar .Bütün çocuklar oynuyordu ve hepsinin yeni marka botları; atkıları ve montları vardı. Bunu düşünerek eve doğru gidecektim ki zabıta gelip adımı sordu ve evine kadar bizle gel, dediler. Korkmuştum. Hiçbir şey soramadım. Mecburen kabul ettim bu arada o arabaya binmek en büyük hayalimdi. Eve gelince babam kapıyı açtı. Zabıta hemen içeri girip babamı aldılar ve karakola gönderdiler. Beni ise hastaneye. O akşam çok zordu. Uyumuşum. Uyandığımda her taraf ranza doluydu . Galiba yetimhanedeydim.