Bir varmış bir yokmuş, çok güzel bir ormanda çok büyük ve görkemli bir şato varmış. Bu şato çok eski bir şatoymuş. Sabahları bu şato o kadar güzel ve parlak gözükürmüş ki insanlar gözünü şatodan alamıyorlarmış fakat bir efsaneye göre bu şato geceleri çok korkutucu bir hale dönüşüyormuş.
İçeriden çok korkunç sesler geliyormuş ve ışıkları bütün gece boyunca yanıp sönüyormuş. Hiç kimse gece şatonun önünden geçmeye bile cesaret edemiyormuş. Yine bir efsaneye göre bir gece birisi şatoya gitmeyi denemiş fakat bir daha geri dönmemiş ve o kişiye o geceden sonra hiç kimse ulaşamamış. Köyde çok meraklı bir oğlan varmış. Her şayi merak edermiş herkes onun bu kadar meraklı olmasından şikayetçi imiş. Meraklı oğlan şato hakkında birçok araştırma yapmış ve sonunda şatoya bir gece gitmeye karar vermiş. Bu kararını anne ve babasına söylemiş. Anne ve babası ne kadar olmaz dese de oğlan gitmeye kararlıymış. Bir gece hazırlıklarını yapıp şatoya gitmek için yola koyulmuş. Şatonun önüne vardığında şatodan korkunç kahkaha sesleri geliyormuş. Bu meraklı oğlan ilk çok korkmuş fakat sonra düşünmeden içeri girmiş. İçeri girdiğinde etrafında 5 tane kapı görmüş. Kapılar hızla kapanıp açılıyormuş ve kapılardan değişik sesler çıkıyormuş. Meraklı oğlan bütün odalara tek tek bakmış dört odada da örümcek ağı ve tozdan başka bir şey yokmuş geriye sadece bakmadığı bir oda kalmış. Bu kapının üzerinde girilmez açma gibi kelimeler yazıyormuş. Meraklı oğlan kapıyı açılması için çok zorlamış ve kapıyı en sonunda açabilmiş. Kapı açıldığı gibi karşısına bir kitaplık çıkmış ve bu odada bu kitaplıktan başka hiçbir şey yokmuş. Meraklı oğlan çok şaşırmış. Koskoca şato sadece bu kadar odadan mı oluşuyormuş diye düşünmüş. Sonra kitaplıktaki kitapları incelemeye başlamış bir kitabı almış ve o kitabı aldığında aniden kapı kapanmış ve kitaplığın arkasından bir kapı çıkmış. Fakat bu kapı hiç de korkunç gözükmüyormuş aksine bu kapı çok şık gözüken yeşil bir kapıymış. Meraklı oğlan kapıyı açtığında yanında küçük bir peri belirmiş ve sihirli şatoya hoş geldiniz demiş. Meraklı oğlan yanında bir peri görünce ilk çığlık atmış ve çok şaşırmış. Sonra şaşkınlıkla etrafa bakmış etrafta uçuşan periler, mantardan evler, konuşan hayvanlar, devler… Düşünebileceği her şey varmış. Meraklı oğlan ben nereye geldim? Burası neresi? Diye küçük periye sormuş. Onu karşılayan peri ona burası bizim gibi periler, devler ve cücelerin yaşadığı şatonun içindeki güzel bir dünya demiş. O korkunç şeyleri de bize ulaşamasınlar diye oraya koyduk. Buraya sadece iyi ve cesur insanlar gelebilir ve sen de buraya gelmeyi başardın demiş. Bunları duyan meraklı oğlan çok şaşırmış ve çok sevinmiş ve periye peki dilediğimiz her şey oluyor mu? Diye sormuş. Peri evet demiş ve meraklı oğlan uçmayı dilemiş. Meraklı oğlan uçmaya başlayınca çok şaşırmış. Küçük peri ona etrafı gezdirmiş ve tanıtmış. Yıllar önce bu şatoya giren kişiyi sormuş ve küçük peri ona o kötü birisiydi o yüzden buraya giremedi hayatı boyunca ona temizlik yapma cezası verdik demiş. Bu şatonun bir özelliği daha varmış. Bu sihirli şatoya girebilen iyi kişiler hiç yaşlanmıyormuş. Etrafı gezdikten sonra meraklı oğlan anne ve babasının orada olmasını dilemiş. Babası ve annesi aniden orda belirmiş ve meraklı oğlan her şeyi anne ve babasına anlatmış. Orada yani sihirli şatoda hep beraber mutlu mesut yaşamışlar. Meraklı oğlan en sonunda anne ve babasına demek ki meraklı olmak sandığınız kadar kötü değil demiş.