Evvel zaman içinde kalbur saman içinde Ferdi diye biri varmış. Bir gün kraldan bir mektup gelmiş. Ferdi Bey mektubu açarken oğlu Burkay gelmiş ve bu ne diye sormuş, babası da kraldan geldi demiş. Burkay da hadi okuyalım demiş.
Mektupta şöyle yazıyormuş:
Ferdi Bey;
Benim vezirim vefat etti. Yeni bir vezire ihtiyacım var. Lütfen hemen şatoma gelin ve vezirim olun. Fakat ailenizi bırakmalısınız.
Ferdi Bey çok sevinmiş. Fakat Burkay hiç memnun değilmiş, çünkü babasını bırakmak istemiyormuş. Burkay babasına ‘’gidecek misin?’’ Diye sormuş. Babası evet demiş. Burkay da gizlice babasının çantasına girmiş. Sonrada Ferdi Bey çantasıyla az gitmiş uz gitmiş dere tepe düz gitmiş. Sonra da şatoya gelmiş, askerler hemen ferdi Beye çantayla giremezsiniz demişler. Ferdi bey çantasını askerlere vermiş. Burkay o sırada çantada uyuyormuş. Ferdi bey işe alınmış, ve çok mutluymuş. Fakat giderken çantasını unutmuş. Birkaç saat sonra Burkay uyanmış ve çantadan çıkıp ağlamaya başlamış. Sonra yanına bir peri gelip kulağına ‘’Git ve kralla konuş’’ demiş. Burkay da ‘’tamam’’ demiş. Kralın odasına gitmiş ve ‘’ben vezirin oğluyum lütfen vezirin ailesi de sarayda kalabilsin ‘’ demiş. Kral ise, sana bir bilmece soracağım, bilirsen kalabilirsiniz , fakat bilemezsen babanı da işten alırım seni de saraydan atarım, demiş. Burkay da kabul etmiş.
Kral:
Beni yan çevir, ben her şeyim, beni ortadan kes, ben hiçbir şeyim
Burkay düşünür ve cevabı bulur’’8’’demiş. Kral onu tebrik etmiş. Ve artık burada yaşayacaksınız demiş.
MUTLU SON