Bir varmış bir yokmuş. Bir çocuk varmış. Bu çocuk evde sürekli oyun oynarmış. Hava güzel olsa bile dışarıya çıkmazmış. Bir gün annesi eve bir kutu ile gelmiş. Çocuk umursamayıp oyuna devam etmiş. Annesi: “Hediyeni neden açmıyorsun?” demiş. Çocuk o zaman oyunu bırakıp kutuyu açmış. Kutunun içinden bir kedi çıkmış.
Çocuk heyecanlanmış ama kedinin ayağını görene kadar. Kedinin bir ayağı yokmuş. Çocuk kediyi yere atmış. Kedi üzülmüş ama buna rağmen çocukla oyun oynamaya çalışıyormuş. Çocuk her seferinde kediye “Defol!” diye bağırıyormuş. Bu durum çocuğun annesinin dikkatini çekmiş. Kızıyla konuşmuş ve kediyle oyun oynamamasının sebebini sormuş. Kız: “Onun bir ayağı yok onunla oynayamam.” demiş. Annesi bunun üzerine kızına empati yapması gerektiğini söylemiş. Kız kendi ayağına bakmış ve kendi ayağının olmadığını acıyla hatırlamış. Annesi: “Kendini oyuna kaptırdığın ve gerçek dünyadan soyutladığın için gerçekleri fark edemiyorsun. Bu kedi ile dost olursan ikiniz de birbirinizi fazlasıyla olumlu etkilersiniz.” demiş. Kız ilk başlarda biraz üzülmüş ama daha sonra durumu daha iyi anlamış ve kediyle oyun oynamak için bir top almış. Kız uzun bir aradan sonra bahçeye çıkınca derin bir nefes alıp kediyle oynamaya başlamış. Kediye yeni bir isim vermiş ve kedisine çok iyi bakarak dostluklarını sürdürmüşler.