Bir varmış, bir yokmuş. Eski zamanların birinde uzak bir köyde yaşayan bir çocuk varmış. Bu çocuk annesi ve babası ile yaşarmış. Sınıfının ise en başarılı öğrencisiymiş. Öğretmeni bir gün Lale’ye çok zor bir sınav yapmış. Lale, bu sınavı diğer öğrencilerden yirmi dakika önce bitirmiş. Öğretmeni onu tebrik etmiş çünkü sınavdan tam puan almış fakat Lale’yi bir şeyler rahatsız ediyormuş.
Sınav kağıdına baktığında resmen cevapları görüyormuş. Aradan bir ay geçmiş ve Lale soruların cevaplarını görmek gibi özel bir güce sahip olduğunu anlamış. Lale buna o kadar sevinmiş ki havalara uçmuş. Çünkü artık ders çalışması gerekmiyormuş. Lale hiç ders çalışmıyor, dersleri dinlemiyormuş. Bir gün öğretmeni sözlü yapmaya karar vermiş fakat Lale, öğretmeninin sorduğu hiçbir soruya doğru cevap verememiş. Çünkü soruların cevaplarını görebileceği bir kâğıt yokmuş. Bir kere sözlü olmuş, iki kere olmuş, üç kere olmuş… Öğretmeni Lale’nin sözlü sorularına cevap veremediğini Lale’nin annesine bildirmiş. Annesi de bu durumu Lale ile paylaşmış. Lale o kadar utanmış ki gece ağlamaya başlamış. Bir ay sonra tekrar Lale’nin yazılı bir sınavı olmuş. Ancak Lale ne olursa olsun bu sınava gerçekten çalışmış. Sınavda bir de ne olsun? Lale artık cevapları göremiyormuş. Bu onu çok mutlu etmiş. Lale, okuldaki en yüksek sınav notunu almış ve bundan sonra bütün sınavlara en iyi şekilde hazırlanmış, güzelce ders çalışmış.