Bir gün bir köy camisinin bahçesine iftar yapmak üzere tüm köy halkı gelmiş. Güzel yemeklerin aroması ve dua sesleri havayı doldurmuş. Herkes sofra hazırlıyor ve yemeklerini birbirleriyle paylaşıyormuş. Neyse biz hikâyeye dönelim. O gün Ali ve ailesi de camiye gelmiş. Ama bir türlü yer bulamıyorlarmış. Tam geri dönerken yaşlı bir adamla karşılaşmışlar.
Bilmiyorlarmış ki o adam sayesinde bir sürü dostları olacağını. Neyse, yaşlı adam onlara yer önermiş. Aile kabul etmiş. Sonra oturmuşlar yemek yemişler. Adamla konuşmaya başlamışlar. Meğerse bizim adam Ali’nin dedesinin arkadaşıymış. Hatta Ali’nin babasıyla aynı firmada çalışıyorlarmış. Daha önce hiç tatmadıkları bir aidiyet duygusu tatmışlar. Bundan sonra hep camiye gitmişler ve bir sürü arkadaş edinmişler. Ramazanın sadece oruç tutmakla sınırlı kalmadığını, aynı zamanda arkadaşlık ve dostluk kavramlarını da pekiştirdiğini öğrenmişler.