İyilik bence bir kuştur. Birine iyilik yapınca, ona yardım edince, kalbimiz serin bir suyla yıkanmış gibi ferahlar. Birine yardım edip onu mutlu ettiğimizde bize gelen o rahatlama hissini hiçbir şey vermez. Bizi bir kuş gelip alır, biz de sırtına çıkarız. Sanki uçuyormuş gibi hissederiz.

İnsanların duyarsız olduğu bir dünya ile herkesin duyarlı olduğu bir dünyanın farkları sizce nedir? Herkesin bu konuda düşüncesi vardır elbette. Hadi bunu hikayeleştirelim. İlk olarak duyarsız dünya ile başlayalım. Bir sabah uyandınız ve metroya bindiniz.

“Özgür” diyorlar kuşlara. Neyimiz özgür? Bir dünyanın içinde dönüp duruyoruz. Siz insanlar uzaya çıktınız, suyun en dibine daldınız. Siz bizden daha özgürsünüz. Özgürlük sadece aklına esince gitmekse evet biz özgürüz ama özgürlük bu değil. Bir gölün kuşuyum ben.

Her gün gezerdin elin cebinde.

Ne selam verirsin ne de neşe.

Oysaki ne güzeldir eğlenmek,

Okul bitti girdik tatile

 Tatildeyiz tatilde.

 Eğlendik, gezdik, oyunlar oynadık

 Ama bitti işte.

Bir şair düşünün ki,

Olay hikăyesinin ilki.

Vardır Türk Edebiyatında,

Kendine ait bir çok fayda.

----------------------------------

Benim güzel Rizem;
Nasıl bu kadar güzelsin sen?
Yeşilliğin bitmez, tüm memlekete huzur veren çayların hiç bitmez!
O yeşillikte bir duygu var, söylenemez.

Teknoloji. Bu sözcüğü duyunca aklınıza ne geliyor? İyi bir şeymiş gibi, değil mi? Aslında bence ilk bakışta öyle değil çünkü çok öldürücü bir şey ancak sizi değil içinizdeki o "çocuk ruhunu" öldürüyor ve siz bunun farkına bile varmıyorsunuz. Genç yaşlı demeden herkes teknolojiyle mutlu olduğunu sanıyor ancak öyle değil.

Bir gün bir köy camisinin bahçesine iftar yapmak üzere tüm köy halkı gelmiş. Güzel yemeklerin aroması ve dua sesleri havayı doldurmuş. Herkes sofra hazırlıyor ve yemeklerini birbirleriyle paylaşıyormuş. Neyse biz hikâyeye dönelim. O gün Ali ve ailesi de camiye gelmiş. Ama bir türlü yer bulamıyorlarmış. Tam geri dönerken yaşlı bir adamla karşılaşmışlar.

Çanakkale’de nice kanlar döküldü,
Bitmeyecek gibi.
Nice yiğitler toprağa girdi,
Bu vatan için.

Binlerce asker düşmana karşı savaştı,
Alnının akıyla.
Düşünmediler bir an kaybetmeyi.
Koştular “Allah Allah” nidalarıyla.

Back to top